PRP Nedir?

PRP, “Platelet Rich Plasma” yani “Platelet (trombosit, pıhtı hücresi) yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması” adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidir.

PRP işleminde , uygulama yapılacak kişinin vücudundan alınan küçük bir miktar kan, özel bir işlem olan santrifüje tabi tutulur ve plazma kandan ayrıştırılır. Ayrıştırılan plazma vücuda enjeksiyon yoluyla geri verilerek PRP tedavi işlemi tamamlanır.

Kanın temel hücrelerinden olan ve kanda pıhtılaşma görevi üstlenen plateletin (trombosit) onarım, iyileştirme ve büyüme sürecine katkı sağlama görevinin de olması PRP tedavisinin birçok alanda kullanılmasına sebep olmuştur.

Kanın 1 mililitresinde 150.000-400.000 arasında trombosit bulunurken, PRP’de bu sayı 1.000.000’un üzerine çıkabilmektedir. Trombositler ayrıca sessiz lokal kök hücrelerini aktive ettiğinden plazma sıvısı doğal ve müthiş bir ilaç gibi etki göstermektedir.

PRP Tedavisinde Amaç Nedir?

Zarara uğramış dokuların onarımını sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında bulunduran trombositler (platelet) hasara uğramış dokuya toplanarak bir onarım ve iyileştirme süreci başlatırlar. PRP tedavisinde amaç; hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti vermektir. PRP ile elde edilen plateletlerin yoğunluğu kandakinden kat ve kat fazla olduğundan (kanın 1 mililitresinde 150.000-400.000 arasında trombosit bulunurken, PRP’de bu sayı 1.000.000’un üzerine çıkabilmektedir.) PRP tedavisi sonrasında hasarlı dokunun onarımı hızlı ve güçlü bir şekilde başlar.

PRP Tedavisi Uygulama Nedenleri:

PRP tedavisi uygulamalarını yapma ihtiyacı pek çok sebebe dayanmakla beraber uzmanlığımızı ilgilendirenlerin bir kısmını şu şekilde sıralayabiliriz;

PRP Tedavisi ile deriye esneklik ve parlaklık kazandırmak

PRP Tedavisi ile Saç dökülmesini önlemek, saçları güçlendirmek

PRP Tedavisi ile Kırışıklıkları ve çöküntüleri önlemek

PRP Tedavisi ile Yara, çatlak ve deri hasarında deriyi yeniden yapılandırmak

PRP Tedavisi ile Lazer gibi işlemler sonrasında derinin hızla yapılanmasını sağlamak

PRP Tedavisi ile Medikal estetikte yüz, el ve kollar, bacak içleri, boyun ve dekolte gibi bölgelerde kullanılır.

Unutulmamalıdır ki PRP tedavi uygulamalarının birçoğu uygulama kitleri aracılığıyla hekimler tarafından yapılmaktadır.

PRP Tedavisi Nasıl Uygulanır?

PRP tedavi işlemi uzman doktorlar tarafından uygulanmalıdır. Hastadan steril şartlarda alınan kan, içinde jel bulunan özel kan tüpünün içine konulur. PRP elde etmeyi sağlayan Santrifüj Makinasına konulan tüpteki kanın içindeki maddeler 6-10 dakika içinde ayrıştırılır. Elde edilen tronbositlerden ve büyüme faktörlerinden zengin plazma karışım enjeksiyon yöntemi ile PRP tedavisi yapılacak bölgeye uygulanır. Böylece enjeksiyon bölgesinde yoğun miktarda büyüme faktörünün serbest kalması sağlanmış olur. Bunlar da yaraların iyileşmesi, kırışıklık, akne izleri gibi cilt problemlerinin büyük ölçüde giderilmesini ve cildin yenilenmesini sağlarlar. PRP tedavisi 15-20 günde bir ortalama 6-8 seans, kişinin ihtiyacına göre mezoterapi ile birleştirilerek uygulanır. 6-8 seanslık PRP tedavi kürü tamamlandıktan sonra yılda 1-2 kez enjeksiyonlarla 1 seans yapılması sonuçların kalıcı olmasını sağlar.

PRP Tedavisi ile Cilt Gençleştirme

PRP tedavisi çoğunlukla; yüz, boyun, dekolte, eller, bacak içleri, kollar gibi vücudun çeşitli bölümleri için uygulanabilir. PRP tedavisi, Lazer ve peeling gibi uygulamalardan hemen sonra derinin hızla yapılanmasını sağlamak ve UV ışınlarına maruz kalmış ciltlerde kırışıklıkların, lekelerin, çöküntülerin giderilmesi sağlamak için kullanılabilir. Özellikle vücudun görünen bölümleri olan yüz ve boyun bölgesinde esneklik ve parlaklığın cilde yeniden kazandırılması da PRP cilt tedavisi ile cilt gençleştirmenin en önemli amaçlarından ve sonuçlarından biridir. Diğer taraftan vücuttaki iyileşmesi uzun süren yaraların daha kısa sürede iyileştirilmesi PRP cilt tedavisi ile mümkün olmaktadır.

PRP cilt tedavisi ile cilt gençleştirme uygulamalarında kan alınmasından, dolgu veya mezoterapi ya da maske uygulamasına kadar olan tüm süreçlerin teknik ve hijyenik nedenlerle aynı yerde yapılması zorunludur. Kişinin kendi kanının yine kendi vücuduna enjekte edilmesiyle gençleşmeyi sağlayan PRP cilt tedavisi ortalama 2 ila 4 hafta aralıklar ile 3 ila 4 seans sürebilir. PRP tedavi yönteminin en belirgin özelliği; vücuda herhangi yabancı madde veya ilaç vermeden tamamen doğal bir gençleşme sürecini başlatması ve sağlamasıdır.

PRP cilt tedavisi ile cilt gençleştirme uygulamaları sayesinde ilk seanslardan itibaren öncelikle ciltteki kuru ve mat görünümün ortadan kalktığı ve kırışıklarda hafifleme başladığı ve cildin elastikiyetinde artma olduğu görülür. PRP cilt tedavisi bir taraftan yaşlanma belirtilerini hafifletirken aynı zamanda yaşlanma sürecini de yavaşlatarak mucizevi bir “gençlik aşısı’’ etkisi gösterir.

PRP Saç Tedavisi

Normal insan biyolojisine göre günlük 100 ila 150 adet tel saç dökülmesi normal olarak kabul edilmektedir. Bu miktarların üzerindeki saç dökülmesi sağlık açısından ciddiye alınmalıdır. PRP tedavisi, pek çok alanda olduğu gibi saç tedavisinde de başarılı sonuçların elde edilmesini sağlamaktadır. Özellikle saç dökülmesi sorunu yaşayan hastalarda PRP saç tedavisi uygulamalarının oldukça başarılı sonuçlar oluşturduğu belirlenmiştir. PRP saç tedavisi işlemi sırasında yine hastanın kendi kanı alınıp, PRP elde etme sütrecinden geçirilir. Elde edilen PRP saç dökülmesinin bulunduğu bölgeye enjekte edilir. PRP saç tedavisi nin özellikle genetik dökülmelerde daha fazla etkili olduğu belirlenmiştir.

PRP saç tedavisi ile saç sorunlarının ortadan kaldırılmasının temelinde doku yenilenmesi vardır. PRP saç tedavisi ortalama 30 dk. kadar sürerken, uygulama esnasında acı olmadığı gibi sonrasında da uygulama bölgesinde herhangi bir iz kalmamakta ve kişi hemen normal yaşamına devam edebilmektedir.

Yaşa bağlı olarak saç dökülmelerinde durum ayrıca değerlendirilmelidir. 40 yaş civarında saç dökülmesi tamamen durmuş olacağından tek seansta en etkili sonuç alabilmek için ideal yaştır. Bazen 2. ve 3. seanslar olmaması için hastaların saçlarının dökülmesinin durmasını beklemek önerilebilir.

PRP saç tedavisi ortalama 15 günde bir en fazla 30 dakika uygulanır ve genellikle 3-4 ay sürer. Devamında ise her yıl bir defa uygulanması yeterli olacaktır.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi uygulamalarının en önemli avantajı, özel plazmanın hastanın kendi kanından elde edilmiş olması ve alerji riskinin sıfır olmasıdır.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi’nin en önemli özelliklerini ve avantajlarını şu şekilde sıralamak mümkündür;

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi’nin Etkisi uzun sürer.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi Deriyi en doğal biçimde yeniden canlandırır, yapılandırır.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi Uygulaması uzman ellerde kolay ve güvenlidir.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi Sadece yeni kolajen oluşumunu değil, derideki tüm yaşamsal işlevleri destekler.

PRP saç tedavisi ve PRP cilt tedavisi doldurma değil gençleştirme uygulamasıdır. Kırışıklıkları ve çizgileri deriyi “doldurarak” değil “gençleştirerek” giderir.

PRP tedavisi sonrasında ciltte ortaya çıkan parlak ve sağlıklı cilt görünümü bir süre sonra hafifleyebilir. Bu nedenle ek cilt gençleştirici uygulamalar ile takviye yapılmalıdır. 3 veya 4 kürlük PRP tedavisi uygulamasından sonra kürleri her 10-12 ayda bir tekrar etmek gençleşme etkisini neredeyse kalıcı hale getirecektir.

PRP Saç Tedavisi ve PRP Cilt Tedavisi’nin Yan Etkisi Var Mı?

Kanı sulandıran ilaç kullananların, kanser geçmişi bulunanların, çeşitli kan hastalıkları olanların, hamile ve emziren kadınların PRP tedavisi yaptırması uygun değildir. PRP tedavisi yapılacak bölgede infeksiyon ya da iltihap olması da bu bölgeye PRP tedavi uygulanmasını engeller.

PRP tedavisinin uygulandığı alanda enjeksiyonun batım yaptığı yerlerde ufak iğne şişlikleri, hafif ağrı ve morarma gibi çok sık rastlanılmayan yan etkiler olabilir. Bunların hiçbiri alerjik reaksiyonlara sebep olmaz. Ancak enfeksiyona yol açmamak için tedavinin yapıldığı bölgenin hijyenine ve korunmasına özen gösterilmesi gerekir. PRP tedavisi uygulamaları sonrasında ilk gün banyo yapılmaması ve güneşten korunulması önemli tedbirlerdir.